ÇOCUKLARDA
RESİM YORUMLAMA
Baş
Resimdeki
çok büyük kafa: Genellikle daha yetenekli ve daha
başarılı olmak isteyen çocukların tercihidir. Ayrıca büyük baş çocuğun duygusal
(iç dünya) ve sosyal(dış dünya) yaşamında birtakım zorluklar yaşadığını gösterebilir.
Özellikle akademik alandaki başarıları başkalarıyla kıyaslanan ve eleştirilen
çocuklardır.
Resimdeki
çok küçük kafa: Genellikle kendisini yetersiz gören
çocuklar tarafından çizilir. Arkadaş edinmede ve insanlarla ilişki kurmakta
zorluk çeken, içe kapanmaya meyilli çocuklarda görülmektedir.
Sadece baş ve kafa çizimi: Zeki görünmek isteyen
çocuklardır.
Saç
Belirgin
saç: Fiziksel güç arzusuna işaret eder, ezik hissetmek
istemiyor. Etrafı kontrol etmek istiyor olabilir.( Bu güç arzusu dayakla ilgili
değil)
Ebeveynin saçının bastırılarak çizilmesi: Otorite
kurma, aile içinde söz sahibi olma isteği konusunda ipuçları verir.
Karışık saç: Çocuğun kafasının karışık olduğunu
düşündürtür.
Çok uzun saç: Gösteriş ve beğenilme arzusu ile
ilgilidir.
Alın
Kaş
Kaşların ve ağzın birbiri ile uyum içinde olup
olmadığı önemlidir. Eğer ağız ve kaşlar arasında bir tutarlılık varsa anne ve
babanın tutumlarında tutarlılık olduğunu, eğer uyumsuzluk varsa anne ve babanın
tutumlarında tutarsızlık olduğunun göstergesidir, çünkü kaşlar babayı, ağız ise
anneyi simgeler.
Yanak
Kulak
Sosyal ilişkiler konusunda bilgiyi temsil eder,
ipucu verir.
Kulak yoksa: Çevresiyle ilişkilerinde güçlük yaşıyor
olabilir.( evde azar işiten, hakaret gören bir çocuk olabilir.)
Aşırı büyük kulak: Sıklıkla eleştirilen, kulakları
çekilerek büyüyen çocuklar, kendisinden sır saklanan çocuklardır. Ama çocuk çok
ikaz ediliyorsa da büyük çizebilir.
Büyük ve çizgileri belirgin kalın bir kulak: Çocuğun
duymasında bir problem olduğuna işaret edebilir.
Büyük kulak: Arkadaş edinmede sıkıntı yaşayan,
arkasından konuşulduğunu düşünen, kavgacı ve kuşkucu bir çocuk kulakları büyük
çizebilir.( kuşkucu)
Gözler
Kocaman
göz: Çocuğun
meraklı gözleridir.
Kocaman,
yuvarlak, içi boş göz: Çocuk 3 yaşından büyükse psikozu düşündürür.(
Paranoyak düşünce, şizofreni)
Küçük,
nokta ya da içi boş gözler: İnsanlarla, dış çevre ile kurulan
bağın yetersiz oluşuna, çevreye karşı ilgisizliğe ve içedönüklüğe işaret
edebilir.( Altınköprü, 2003:235)
Göz
nokta şeklindeyse ya da gözbebeği yoksa: Görme bozukluğu olan
ve bu yüzden öğrenme sorunu yaşayan çocuklardır.
Kirpikli
göz:
Zorlayan şeyler var, çocuk korunmak istiyor.
Sağa
ve sola bakan gözler: Çocuklar genelde düz bakışı tercih
ederler. Sağa ve sola bakan gözler ise utangaçlığı ve özgüven eksikliğini
yansıtıyor olabilir.
Kısık
çizgi şeklindeki gözler: Sıklıkla eleştirilen, bilmek
görmek istemeyen çocuklar
Minik,
nokta şeklindeki göz: İçedönük, depresif
Burun
Seksüel bir sembol olarak değerlendirilir ve
kastrasyon endişesini nasıl hissettiğini gösterir.
Gerçeğinden
fazla büyük, abartılı burun: Kastrasyon endişesi
yoğun, cinsel konulara meraklı
Nokta
şeklindeki burun: Cinsel konulara merakı bastırılmış,
konuşmaktan korkuyor
Burun
hiç yoksa: Cinsel merakı tamamen bastırıyor olabilir. Benlik
saygısı düşük olabilir.
Burun
çizgileri vurgulanan ya da çok büyük burun: Solunum güçlüğü
çeken ( mesela astım) çocuklar genelde sorunlarından dolayı böyle yapar.
Burun
olduğundan büyük: Benlik algısı, gerçek ben’in üzerinde
olabilir.
Burun
olduğundan küçük: Benlik algısı, gerçek benin altında,
özgüvenleri zayıf çocuklar olabilir.
Burun
deliği:
Ağız
Çocuk kendi içinde bulunduğu duygu durumu ağzıyla
ifade eder. İletişim faktörüdür.
Ağız
büyükse ve içi boyanmışsa(siyah yani): Küfre eğilimi olan
çocuklar(cinsel merak)
Büyük
dişler varsa: Oral yönle saldırganlığa maruz kalan
çocuklar( anne-baba çok bağırıyor olabilir). Özellikle ebeveynleri tarafından
çok eleştirilen çocuklar aile çiz testinde kocaman dişler çizer.
Ağız
düz çizgi ise( kapalı-dar ağız ise): Konuşmaktan çekinen,
duyguları konusunda ifade güçlüğü yaşayan çocukların çiziminde görülür.( Dudak
5 yaşından sonra çizilmeye başlanır).
Ağız
yoksa: Ailede konuştuklarına değer verilmiyor olabilir.
Sesini duyurmuyor olabilir. İletişime kapalı olduğunu gösterir.
Ağız
anormal derecede büyük veya küçük çizilmişse: Çocuğun bir
konuşma problemi olduğunu gösterir.
Ağız sözel iletişim aracı olduğundan, çevresiyle
iletişim zorluğu çeken, sosyal fobisi olan, yanlış bir şey söyleyip eleştirilme
ve kınanma korkusu yaşayan çocuklar ağız figürünü küçük çizebilir veya çizmeyi
ihmal edebilir.
Ağız
küçükse: Solunum güçlüğü çeken çocuklar da bazen bu
sıkıntılarını ağız kısmını küçük çizerek dışa vurabilirler. Anneleri tarafından
zorla yemek yedirilen çocuklar da ağzını küçük çizebilirler.
Ağız
büyükse(abartılı): Aileye bağımlı, özgüveni zayıf çocuklar
da ağız kısmını abartarak çizer. Ya da anlattıklarının dinlenmediğini düşünüyor
olabilir.
Ağız
iyi belirtilmiş, açık bir ağızsa: İnsanlarla konuşma
isteğini belirtir.
Kirpik
Kirpikli
göz: Zorlayan şeyler var. Çocuk korunmak istiyor.
Dudak
Dudak 5 yaşından sonra çizilir.
Dil
Dil
çıkarma: Değersizleştirme
Diş
İri
büyük çizilmiş diş: Saldırganlığın simgesidir. Oral yönle
saldırganlığa maruz kalan çocuklar
( anne babalar çok bağırıyorsa). Özellikle annelerin
çok kızgın, öfkeli olduğu durumlar. Özellikle ebeveynleri tarafından çok
eleştiriliyorlarsa…
Burun
Deliği
Çene
Köşeli
ve genişse: Karar vermede ve açıklamada zorluk
yaşıyordur. Karar verirken başkalarının desteğine çok fazla ihtiyaç duyuyor
olabilir, onay bekliyor. Güçlenme isteğinin de bir belirtisi sayılabilir.
Dışarıya
çıkık çene: Sorumluluktan kaçma anlamındadır.
Sakal
Keçi
sakal: Narsistik yapılanma işareti
Bıyık,
topuz: Erkeksilik
Yüzdeki
ben
Yüzdeki
çil: Çocuksuluğa kaçış, tahrip etme duygusu
Cinsel
sorunları olan
CİNSEL KİMLİK KARMAŞASI : Anne ve babaya aşırı yaklaşılması, zıt cinsel kimlikte çizimlerde yoğunlaşma, ev resimlerinde yatak odasının çizimi, etek giyen, çocuk emziren baba, ava giden sakal bırakan anne figürlerinin çizilmiş olması bize bazı ipuçları vermektedir.
Resim
çizmenin çocuğa faydaları
Çocukların, kendilerini ifade etme biçimlerinden
biri de resim yapmaktır. Resim; çocuğun algı, beceri ve yaratıcı gücünün bir
göstergesi olarak ortaya çıkar. İşte bu güzel aktivitenin
1. Yeteneği Varsa Erkenden Keşfedebilirsiniz. Çocuklar resim yaparken küçük kaslarını etkin bir şekilde kullanmayı
öğrenir. Göz-el koordinasyonu sağlanır.
2. İç Dünyalarını, Korkularını Fark Edebilirsiniz
3. Görsel Anlatımları Kuvvetleniyor
4. İsteklerine ve Hayallerine Olan İnançları
Artıyor
5. Sanata Olan Yönelimleri Artıyor
6. Özgün ve Yaratıcı Oluyorlar
Ağaç Çiz Testi
AĞAÇ TESTİ
Ağaç testi
de, İnsan Resmi Çiz testinde olduğu gibi, deneğin yapılandırdığı bir resmi,
psikanalitik semboller aracılığıyla yorumlamayı amaçlıyan projektif bir
tekniktir. Emile Junker tarafından ilk kez ileri sürülmüş ve İsviçre'de Lucerne
Deneysel Psikoloji Enstitüsü'nde, K. Koch tarafından geliştirilerek standart
temellere oturtulmuştur.
Testin
malzemesi, normal büyüklükte bir kâğıt ve bir kurşun kalemden ibarettir. Test
uygulanacak çocuğa: «Bir ağaç resmi çiz, ama bu bir çam ağacı olmasın!» denir.
Çam ağacı, birbiriyle simetrik düşen kenarlarla temsil edildiğinden,
psikanalitik yoruma olanak tanımaz. Resim yapılıp bitirildikten sonra,
resimdeki ağacın gövdesine, dallarına, yapraklarına, meyvelerine, resmin
sayfadaki yerine bakılarak belirli kurallar çerçevesi içinde değerlendirme yapılır.
Bu kurallar ve ölçüler, daha önce yapılan araştırmalara dayanılarak
standartlaştırılmış yüzlerce özelliği kapsamına alır. Doğal olarak bunların
ayrıntılarına girmeye olanak yok. Ancak temel görüş ve esas prensiplerle
birlikte verilecek örneklerin yeterince açıklayıcı olacağına, okuyucunun
yararlanmasına olanak sağlayacağına inanıyoruz.
Deneğin
yapmış olduğu ağaç resminde:
•
Yukarıya doğru yükselen her şey düşünsel etkinliklere kanıt sayılır.
•
Aşağıya
doğru inen her şey, bilinçaltı eğilimlere
yönelişin, içgüdülerin ve duyguların egemenliğinin birer işaretidir.
•
Kâğıdın ortasından geçen dikey çizginin solunda kalan her şey, geçmişle
olan bağıntıyı, anılara ve çocukluk
yıllarına verilen önemi, içedönüklüğü, kişiliğin olumsuz yönlerini belirtir.
•
Kâğıdın ortasından geçen dikey çizginin sağında kalan her şey, kişinin olumlu yönlerini, yeteneklerini, başarılarını, düşüncelerini, geleceğe
yönelişini, umut ve isteklerini gösterir.
•
Ağacın gövde başlangıcının, ana gövdeye oranla geniş tutulması, kavrama
ve öğrenmede yavaşlığa,
•
Ağaç
gövdesini oluşturan çizgilerin, birbirlerine tam bir paralellikle yükselmesi
itaatli ve uyumlu oluşa, eğitsel zorluklar göstermeyişe,
•
Ağaç gövdesinin kesik kesik çizgi parçacıklarından oluşması, duygusal inceliğe, aşırı duyarlılığa, duygusal kırılganlığa, bozuma uğratılmış
olmaya,
•
Başlangıçtan
uçlara doğru kalınlaşan dallar duygusal kabalığa, incelikten yoksun davranışa
kanıt sayılmaktadır.
Yukarıda görülen ağaç resmi, elli
yaşlarında bir erkek deneğe aittir. Ağacın toprağın altında kalması gereken,
görünmeyen bölümleri, yani kökleri tümüyle belirlenmiştir. Görüldüğü gibi bu kökler son derece güçlüdür ve kuvvetle derinliklere doğru
uzanmışlardır. Öyle ki kâğıdın derinliği tümüyle kullanılmış bulunmaktadır. Bu, duygu ve düşüncelerinde içgüdülerinin
etkisi görülen, ancak bunların davranışlara yansıyışı sağlıklı ve tutarlı olan
bir kişi karşısında bulunduğumuzu ortaya koyar.
Ağacın gövdesi son derece güçlü ve bütünlüğünü korur biçimde yapılandırılmış.
Daha ilk bakışta dayanıklı ve sağlam olduğu izlenimi bırakıyor. Bu gövdenin, merkezden geçen dikey
çizginin solunda yer alması, onun geçmişe
bağlılığını, içedönüklüğünü gösteren bir kanıt olarak önümüzde duruyor.
Karakter yapısında çelişkilerden,
zayıflıklardan söz edilemez. Bununla
birlikte duygusal bazı sorunları olduğu-da kuşkusuz.
Dallara baktığımızda, bunların yükselirken sağa doğru eğim
kazandığını fark ediyoruz. Anlıyoruz ki bu adam kendine bazı amaçlar arıyor. İleriye yönelik bazı
etkinliklerde bulunmak istiyor. Bununla birlikte, ağaçta yaprak, meyve gibi öğelerin bulunmaması, deneğin bu istek ve
amaçlarında pek de umutlu olmadığı inancını yaratıyor. Çünkü ağaç, genel görünümüyle bir «Kış ağacı» olarak yapılandırılmıştır.
Bu yorumumuzu, resim sahibinin yapma aşamasında olduğu gelişimin, nesnel düzeyden çok düşünsel düzeyde olduğu yönünde geliştirmemizi nedenliyor.
Yani denek iç dünyasında, nesneye
yönelik etkilerden: kurtulup
düşünsel etkinliklerde bulunmayı amaçlıyor. Alttaki örnekte ise, genç bir kadının yapılandırdığı ağacı
izliyoruz. Bu ağaç, aşağı yukarı
bütünü ile
kâğıdın ortasından geçen dikey çizginin solunda yer almaktadır. Sağ tarafta
kalan yalnızca dal ve yaprakların bir bölümüdür. Bu da gösteriyor ki, genç
kadın içedönük bir kişiliğe sahiptir. Anılarına, geçmişine çok bağlıdır. Ağacın
kökleri gösterilmemiştir. Ağaç gövdesinin altında yer alan bir iki ince çizgi
yalnızca toprakla olan bağlantıyı sağlayabilmektedir. Bu özellik deneğin
içgüdülerine, duygularına fazla önem vermediğine; duygularının, içgüdülerinin
etkisine kapılmaktan korktuğuna kanıt sayılabilir. Buna karşın, ağacın üst
bölümüne, dallara, yapraklara ve meyvelere ağırlık verilmiştir. Gövdenin ve
köklerin ihmal edilmişliği karşısında üst bölüm geniş, yüksek ve ayrıntılı
çizilmiştir. Bu bir «yaz ağacıdır.» Yaprakları gür, meyveleri bol, verimli...
Anlaşılıyor ki genç kadın, duygularına göstermediği önemi, düşüncelerine,
fikir yaşamına vermektedir. Meyvelerin bolluğu, yararlı olma istemini,
gelecekte başarılı olma, isteklerini gerçekleştirme eğilimini yansıtmaktadır.
Ağacın, gövdenin ortalarından sağa doğru bükülüşü bu yargımıza güç
katmaktadır.
Ağaç testi, daha çok çocuklara uygulandığında başarılı, iç dünyayı
yansıtıcı olan bir testtir. Yapılan resmin, klişeleşmiş, basmakalıp olmayan,
düşünülmeden yapılmış
bir ağaç olması, yansıtıcı olma değerini kazandırmaktadır.
Buna karşın,
bir yere bakılarak yapılan gerçekçi ağaç resimleri, belirli bir örneği
kopya ederek yapılandırılan ağaç resimleri, resmi yapanın kişiliğini yansıtıcı
olamazlar. İstenilen, ağaç resminin her hangi bir objeyi örnek almadan,
içten gelen eğilimle yapılmasıdır.
Yanda izlediğiniz ağaç resmi, on iki yaşında bir erkek
çocuğuna aittir. Daha ilk bakışta bu ağacın son derece kötü yapılandırıldığı,
o yaştaki bir çocuğun kazanmış olması gereken gözlem ve çizim yetisine sahip
olmaktan uzak bulunduğu anlaşılmaktadır. Yukarıya doğru yükselen tüm öğelerin,
resim sahibinin zihinsel yaşamından yansımalar olduğunu belirtmiştik.
Buradaki düzensizlik, derin karmaşa, dalların inceliği ve narinliği, zihinsel
alanda ve okul hayatına uyumda güçlüklerin bulunduğunu açıklıkla gösteriyor.
Burada yine, on
iki yaşında bulunan bir başka çocuğun resmini görüyoruz. Bu, güçlerini iyi
yönlendiren,
başarılı ve zeki bir çocuğu simgeliyor. Bununla birlikte, çizimde izlenen
ilkel görünüm, onun işin kolayına kaçma
eğilimi taşıdığını kanıtlıyor. Ağacın çevresini kuşatan koruma çiti, çocuğun
aşırı bir esirgeme ile büyütüldüğünü, âdeta üzerine titrendiğini belirtiyor.
Bu kez, on
beş yaşlarında oldukça ağır biçimde hastalanmış bir genç kıza ait bulunan ağaç
resmini izliyoruz. Ağaç, çevresinden, ada biçimindeki bir alanla âdeta
koparılmış, ayrılmıştır. Bu, genç kızın
hastalığı dolayısıyla daralan sosyal ilişkilerini sembolize etmektedir.
Gövdenin toprağa girişi geniş, ancak köklerden yoksundur. Gövde kesikli
çizgilerden oluşturulmuş ve üzerinden
geçilerek kuvvetlendirilmiştir. Bu
onun duygusal açıdan kırık ve üzgün olduğunu belirtmektedir. Aşağıya doğru
sarkan dalları, yitirilen yapraklarıyla yaşama direncini ve gücünü
kaybetmeye başlayan bir kişiyi izliyoruz. Ancak ortada ve sağ yarıda görülen
yukarıya doğru dikilen dallar, daha her şeyin bitmediğini, ileriye dönük canlı
umutların bulunduğunu belirtmektedir.
Yanda
izlenen ağaç resmi, ilk bakışta bir geri zekâlının
yapmış olduğu resmi anımsatmaktadır. Resim yaprağın en alt kenarına
yerleştirilmiştir. Bu özellik Koch'a göre,
çocuklarda sekiz yaşına değin normal olarak kabul edilen bir çizim
biçimidir. Daha büyüklerde ise, gerçek veya
mecazi bir çocuksu dünya görüşü,
geri zekâlılık, dar görüşlülük, gelişmemiş düşünce
düzeyi, yaşama isteğinin yitikliği, olgunlaşmamışlık ve çocuksu davranış anlamlarını belirtir. Ağacın üst
bölümüne baktığımızda, gövdenin üzerine sopa gibi dalların dikildiğini
görüyoruz. Bu özellik de, altı ile yedi yaş sınırları içindeki çocuklarda normal karşılanan bir durumdur. Ancak daha
yetişkinlerde geri zekâlılığı gösterir. Deneğin resminde, gövde, dalların yer aldığı bölümden bir çizgi ile
ayrılmıştır. Dallar ise bu gövdenin üzerine dikilmiştir. Bu da onda
nevrotik belirtilerin, ama en çok, isteklerle onları gerçekleştirebilme düzeyi arasındaki uyumsuzluğun, düşünce ve duygular arasındaki kopukluğun varlığını
kanıtlıyor.
Deneğin
çizdiği ağaç resmi, sayfanın sol yarısında yer almaktadır Bu onun ailesine ve
annesine güçlü bağlarla bağlı oluşunun belirtisidir. Gövdenin ortaya yakın
yerden sağa doğru hafifçe eğilmiş olması, onun gerçekle, yeni olgularla ve
gelecekle bağıntılar kurma istem ve eğiliminde olduğunu yansıtmaktadır.
Ağacın
gövdesinin başlangıcı biraz geniş yapılmıştır. Bu kavrama ve anlamada
yavaşlığı, öğrenme konusunda bazı güçlüklerin bulunduğunu vurgular. Zekâları
fazla gelişmemiş çocuklarda da bu durum kendini gösterir. Ancak yedi yaşına
kadarki çocuklarda görülmesi olağandır.
Ağacın gövde
çizgileri küçük küçük çizgi parçalarından oluşturulmuş, tek ve bütün değil. Bu,
deneğin aşırı duyarlı, çabuk alınan ve gücenen bir kişi olduğunu belirtir.
Ağacın
gövdesini oluşturan çizgilerin bir diğerine paralel yükselmesi, yaramazlık,
haylazlık, söz dinlememe gibi eğitsel güçlüklerin denekte görülmediğini,
aksine, uslu ve itaatli olduğunu gösterir. Bu çizgilerde görülen kopukluklar
onun bir kayba uğradığını, istemediği halde kendi için değerli olan bazı
şeylerini yitirdiğini, bu yitirişin acı duymasına neden olduğunu açığa
çıkartmaktadır. Ancak çocuk bu çektiği acılara göğüs germeğe ve katlanmaya
çalışmaktadır. Bunu çizgilerin özelliği anlatmaktadır.
Gövdeyi oluşturan çizgiler ince, dallarda ise, kâğıda
aşırı bir bastırma ile kalın olarak çizilmişlerdir.
Dallardan, kiminin ucu sivri bir biçimle bitmektedir. Bu da çocuğun, gerek ailesine ve gerekse aile dışındaki çevresine karşı çıkma, yerme eğilimi içine girebileceğini belirtmektedir. Dalların bu sivriliğinin olumlu karşılanması gerekir. Çünkü çocuk kendini ezen (Ağacın üst bölümünün basıklığı) olayı yenmeye, kendini savunmaya, eski yaşamına ulaşmaya çaba harcamaktadır.
Dallardan, kiminin ucu sivri bir biçimle bitmektedir. Bu da çocuğun, gerek ailesine ve gerekse aile dışındaki çevresine karşı çıkma, yerme eğilimi içine girebileceğini belirtmektedir. Dalların bu sivriliğinin olumlu karşılanması gerekir. Çünkü çocuk kendini ezen (Ağacın üst bölümünün basıklığı) olayı yenmeye, kendini savunmaya, eski yaşamına ulaşmaya çaba harcamaktadır.
KAYNAKÇA
3.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder