D10 testi


1.       D10 testi
D-10 testi, JEAN LE ME adlı bir psikolog tarafından düzenlenmiş ve uygulanmaya başlanmıştır.  D-10 testi hem ZİHİNSEL hem DUYGUSAL yönleri içeren bir testtir.  8 ve daha yukarı yaştakilere uygulanır. Test kolektif (toplu halde) olarak da kullanılabilir. Ancak bireylerin birbirlerini görmeleri sağlanmalıdır. Kişinin resim yaparkenki davranışlarını gözlemek önemli veriler sağlayabilir.  Amacı, kişiye araç-gereçsiz resim çizdirerek onu değerlendirmeye çalışmaktır. Zaman sınırlı değildir.
BİR İLETİŞİM ARACI OLARAK RESİM D-10

ü                 Resim; psiko-pedagojik açıdan çocuğu bize tanıtmaya, çocuğun zeka, kişilik, yakın çevre özellikleriyle iç dünyasını yansıtmaya yarayan bir ifade aracıdır.
ü                 Kendiliğinden yapılan resimler, iç dünyalarını yansıtır. Bu nedenle iyi tahlil edildikleri takdirde çocukları ve onların gelişimlerini bize ayrıntıları ile verir.
ü                 Resimler bize çocukların, diğer çocuklar ve yetişkinlerle olan sorunlarını yansıtır ve bu sorunları çözüş biçimleriyle ilgili ipuçları verirler. 
ü                 Çocuk resim yoluyla adeta kendisinin bir parçasını yansıtmakta, olaylar hakkında duygu, düşünce ve görüş biçimlerini dile getirmektedirler.
PSİKOLOJİK TANIDA RESMİN ROLÜ
ü                 Küçük yaşlarda sözcüklerden daha güçlü bir anlatım aracı olan resim, çocuğun iç dünyası ve büyüme süreci hakkında bilgiler verir.
ü                 Ancak, resim bir ölçek olarak tek başına çocuğun kişiliğini, algı ve tutumlarını tümüyle değerlendirmeye yeterli değildir. Bu nedenle başka bi ölçek, gözlem ya da çocukla görüşmek bir tamamlayıcı olabilir.      
ü                 Örneğin; çekingen ve sessiz bir çocuk
                ya da konuşma ve dil zorlukları olan çocuklarda resim ve gözlem yöntemlerini kullanmak sağlıklı sonuçlar verir.
ü                 Çocukların çoğunluğunun resmi sevmeleri ise bu tekniğin kullanımını kolaylaştırmaktadır.
ÇOCUK RESİMLERİNİN GELİŞİM AŞAMALARI
                               Çocuklar büyüyüp olgunlaştıkça resimleri daha ayrıntılı, oranlı ve gerçekçi olur. Her yaş dönemi resimlerinin belirgin özellikleri vardır.
Karalama Dönemi(1-4 Yaş Arası): Çizimler gelişigüzel ve daha çok oyun amaçlıdır. Çizgiler, tren,ray vb. 
Şema Öncesi Dönem(4-7 Yaşlar Arası): 3 yaş çocuğu tipik yuvarlak kafa çizebilir. 4 yaş çocuğu kolları ve bacaklarından çöp adam çizebilir.5 yaşındaki çocuğun yaptığı insan ve evler daha belirgindir.6 yaş çocuğunun resimlerinde artık konu vardır.Resimlerde yer çizgisi mevcuttur. Resimlerde saydamlık vardır.
                Şematik Dönem (7-9 Yaşlar Arası): Resimler daha belirgin ve ayrıntılıdır.Resimler daha gerçekçidir.Resimde mekansal ilişki vardır.Kuş bakışı resim çizimleri ağırlıklıdır.
Gerçekçilik Dönemi (9-12 Yaş Arası): Resim konularında kızlar ve erkekler arasındaki farklılıklar gözlemlenir.Kız çocuklarında daha çok bebek resmi, elbiseler, erkek çocukları ise araba, gemi, uçak çizerler.Resimleri beğenmeme, aşırı hassasiyet ve kendini ifade güçlüğü görülür.
Görünürde Doğalcılık Dönemi (12-14 Yaşlar Arası): Nesneler orantılıdır.Resimler perspektiftir.Yakın çevrede gördüğü objelerin orantılarını, boyutlarını ve derinliklerini çizgileriyle yansıtmaya çalışır.
ÇOCUK  RESİMLERİNDE  RENKLERİN ANLAMLARI
ü                 Dört beş yaşlarındaki çocuklar genelde renk ayrımı yapmadan resmi boyarlar. Kız çocukları renk seçimine erkeklerden daha çok önem verir.
ü                 Mutlu resimlerde genelde sarı renk, üzüntülü resimlerde genelde kahverengi renk daha ağırlıklıdır.
ü                  Resimlerde ağırlık kırmızı renkse, iddiacılığı ve saldırganlığı temsil eder.
ü  Pembe, sarı, turuncu gibi sıcak renkleri seçen çocuklar sevecen, uyumlu , işbirlikçidir.
ü                 Siyah, mavi, yeşil, kahverengi gibi soğuk renkleri seçen çocuklar baskıcı aile ortamında yetişen  iddiacı,  çekingen, güçlükle kontrol edilen uyumsuz, gerçek duygularını bastıran çocukları temsil eder.
D-10 TESTİ
ü  D-10 testi, JEAN LE ME adlı bir psikolog tarafından düzenlenmiş ve uygulanmaya başlanmıştır.
ü  D-10 testi hem ZİHİNSEL hem DUYGUSAL yönleri içeren bir testtir.
ü  8 ve daha yukarı yaştakilere uygulanır.
ü  Test kolektif (toplu halde) olarak da kullanılabilir. Ancak bireylerin birbirlerini görmeleri sağlanmalıdır. Kişinin resim yaparkenki davranışlarını gözlemek önemli veriler sağlayabilir.
ü  Amacı, kişiye araç-gereçsiz resim çizdirerek onu değerlendirmeye çalışmaktır.
ü  Zaman sınırlı değildir.
Testin Uygulanışı
                Bireye 21*25 cm boyutunda üzerinde “Şunlarla bir manzara çiziniz: Bir adam, bir yol, bir kadın, dağlar, bir erkek çocuk, bir ev, bir kız çocuk, bir nehir, bir hayvan, bir taşıt.” Yazısı bulunan bir kağıt verilir.
                Arkasına şu yönerge eklenir: “Bütün kağıdı istediğiniz gibi kullanabilirsiniz, cetvel ve silgi kullanmayacaksınız. Burada yazılı olanlara istediğinizi de ekleyebilirsiniz.”
                               Testin sonunda, kişi ve nesnelerin kimliği konusunda sorular sorularak notlar alınır. Testin sonunda özellikle şu tür sorular sorulacaktır:
ü                 Bu kişiler birbirlerini tanıyorlar mı?
ü                 Aralarındaki ilişkinin derecesi nedir?
ü                 Şu kişinin elinde ne var, o kişi ne iş yapıyor?
                               Resmin genel etkisini saptamak üzere şu sorular da sorulabilir:
ü  Resmi yapan mutlu mudur?
ü  Arkadaş canlısı mıdır?
ü  Başkalarıyla kolay ilişki içinde midir?
ü  Sakin midir?
ü  Duygularını kendi mi yoksa başkaları mı kontrol eder?
Testin Tahlili Ve Yorumu
1-Zihinsel Faktörler: Zihinsel faktörler yönünden 4 aşama vardır:
4. aşama: Elemanlar gelişigüzeldir. Nesneler arasında bağ yoktur.
3. aşama: Nesneler rast gele sıralanmıştır. Kişi iki şeyin farkındadır: 1. Kendisine verilen yüzeyi iyi değerlendirmek. 2. Öğeler arası ilişkiyi bütün oranla örgütlemek. Buna 3 BANT SİSTEMİ denir.
2. aşama: Entegrasyon (bütünleşme) başlamıştır. Derinlik ortaya çıkmıştır. Öncelik ve sonralık kullanılmaktadır. Ancak perspektif yoktur.
1. aşama: Mekanda perspektif tasarımı söz konusudur.
 2-Perspektif: Ergenlikten itibaren perspektif görülmeye başlar.
                Eğer ergenlikte perspektif yoksa;
ü  Mekan bütünleyici mekanizmalar bir travma sonucu bozulmuştur.
ü  Lojik(mantık) işlevleri olgunlaşmamıştır.
ü  Karakteristik kökenli sosyal bir uyumsuzluğu vardır.
                Buna karşılık perspektif varsa; yukarıda belirtilen hususlar derece derece normale yakın bir durum gösterirler.
                 3-Rölatif (Göreli) Büyüklükler:
ü  Kişiler ve nesneler kocaman çizilmiş ve çizen kişi de bunlar arasındaysa ya da kişiler ve nesneler küçük çizilmişse ve çizen kişi de büyükse, bu hem kişinin zihinsel yönünü hem de duygusal yönünü gösterir.
ü  Pityatik (başkalarının ilgisini çekmek isteyen kişilerle histeroidler, çizimlerinde kişilere  önemli bir yer verirler. Onları hem büyük hem de detaylı ve süslü yapmaya çalışırlar. Şizoidlerin çizimlerinde çok az bir hareketlilik ve detaylarda tuhaflıklar görülür.
ü  Çizimi yapılan 10 öğe bir bileşim içinde bulunurlar:
I-Pasif Bileşim= Öğeler arasında hiçbir ilişki yoktur. Sadece nesneler normal büyüklükte çizilmiş ve bazı perspektif kurallarına uyulmuştur.
II-Aktif Bileşim= Öğeler birbiriyle kaynaşmış gibidir. Bu durum mekanın hareketliliğini gösterir. Bu hareket kişinin içe dönüklüğünü anlatır.
III-Niteliksel Bileşim= Öğeler daha içe ait nitelik taşır. Bu tip, kişinin duygusallığını ortaya koyar.
4-Dinamizm (Hareketlilik):
I-Dinamizm (hareketlilik) yoksa=
ü  Kişiler cepheden yapılmış, diz ve dirsekler bükülmemiştir.
ü  Kişinin elinde bir şey bulunmaz. Bu tür çizimler anksiyete (kaygı), angua (sıkıntı) durumu ve adaptasyon (uyum) güçlüğü olan kişilerle agresif (saldırgan) ve pasif astenik (hareketsiz) tiplerde görülür.
II-Dinamizm (hareketlilik) varsa=
ü  Çizimlerde kişilerde basit profil hali görülür.
ü  Kişilerin diz ve dirsekleri bükülmüştür.
ü  Kişilerde basit eylemler görülür.
ü  Kişilerde karmaşık eylemler görülür.
5- Şematizm:
ü  Çocukların çoğu, detaya girmeden çizimlerini şematik olarak çizerler. Bu, ergenliğe kadar sürer.
ü  İnsan resmiyle ilgili şematik çizgi, kişiliğin derin yanlarını ortaya koyar. Eğer kişi belirli bir yaştan sonra şematik çizmişse bu çizimin duygusal hayatla ilişiği vardır. Şemalaştırma sadece kişilerde görülmez; yol, ağaç, dağlar ve ırmakta da görülür.
ü  Kişi ergin yaşta da şemaya başvuruyorsa üzerinde durulması gereklidir.
                6- Duygusal Etmenler:
    I-Unutmalar= Kişi neyi unutmuştur? Verilen verilere ne eklemiştir? “Unuttuğunu çiz.” denince nereye koyar, nasıl çizer? Unutulan, kişinin bastırma ve itmelerini temsil eder.
ü  Çocukta unutma ya kararsızlığa bağlı bir davranışı ya da bilinçsiz bir engellemenin olduğunu ortaya koyar.
ü  Çocukta bir bilinçsiz unutma varsa, onda ikizli duygu var demektir. Kısacası unutmalar, kişinin çizmeyi unuttuğu kişiye karşı tavrını ortaya koyar.
                II-Eklemeler= Eklemeler çoksa, bu kendini gerçekleştirme arzusu olabilir. Eklemeler yaşla artar.
ü  Anksiyetesi (kaygısı) olanlar, küçük detaylar verirler. Kağıdın tümünü doldurmaya çalışırlar. Çizgileri karanlıktır ve çocukça tekrar eder. Çok zaman harcarlar.
ü  Yönergede olmayan çeşme ya da çeşmeyle ilgili çeşitli çıkıntılar yapılması, cinsel anlamda bir yorum yapılmasını gerektirir.
ü  Detaylara fazla dikkat etme; kendisine çekici gelen daha önemsiz bir kısma yöneldiğini ortaya koyar. Bu durum; çevresinin ilgisini üzerine çekmek isteyen historiklerle şüpheci kişilerde görülür.
7- Semboller:
I-Ev=
ü  Sosyalleşmenin ilk basamağıdır. Eğer kent, eve yolla bağlanmışsa bu onun sosyalleşmeye katılmasını gösterir.
ü  Evin kentten uzak olması, kişinin sosyal ilişkilerindeki sorunlarını gösterir.
ü  Evin boyut yönünden manzaraya oranla değişik olması, kişinin uyumunu yansıtır. Evin büyük ya da küçük oluşu çocuğun güven içinde olup olmadığını gösterir. Evin iç ve dış şekli dış dünyaya uyumunu, aile fertleriyle ne derece ilişkilerinin olduğunu gösterir.
ü  Evin dışarıya açılan şeylerinin sayısının az oluşu ya da hiç olmayışı kişinin bağımsızlığını ortaya koyar. Dışa dönükler, evlerini dış dünyaya açık yaparlar.
ü  Evin pencerelerine parmaklıkların, kapılara çift kilit gibi şeylerin konması, evin şato gibi olması, kişini güvensizliğini, anksiyetesi (kaygısı) olduğunu, dış dünyadan korktuğunu gösterir.
ü  Evin bir otel biçiminde yapılması kişinin terk edilme korkusunu, güvensizliğini, yalnızlık duygularını, sosyal ilişkilerdeki düzeyliği, derin ilişkilerden kaçışı ortaya koyar.
ü  Gerçeğe uymayan evler, kişini gerçekdışı, çocuksu beklentilerini anlatır.
ü  Evlerin yapıldığı yer, örneğin; uçurumun kenarına yapılması, taşlarla çevrili olması gibi haller çocuğun güvensizlik içinde olduğunu gösterir. Kayalıklardaki ev korkuyu, ve güvensizliği gösterir.
ü  Ev genel olarak kişinin bedenini, düz duvarlar kişileri, balkonlu evler de kadın imajını ortaya koyar.
ü  Simetri; sıradanlığı, herkes gibi olmayı ve sosyal güveni gösterir. Yaratıcı kimse kendini bağımsız kılmak ve bu nedenle de herkes gibi olmak istemez.
                II-Irmak= Kişinin duygusal yaşantılarını ortaya koyar ve baba ile olan duygusal ilişkilerini belirtir.
ü  Irmak bir kaynaktan akıyorsa, bu çocuğun anne ile olan duygusal ilişkilerini belirtir.
ü  Irmak göle dökülüyor ya da bataklıkta sona eriyorsa, kişinin kendi içine kapanmaya başladığını gösterir.
ü  Irmak son derece geniş, gelişigüzel ve şelale şeklinde akıyorsa, bu kişinin kontrolsüz olduğunu gösterir.
ü  Irmak çok küçükse, kişinin kendine güveni olmadığını, duygularını anlatmada yetersiz bulunduğunu gösterir.
ü  Irmak çeşitli engellerle çizilmişse kişi kendi kendini suçlamakta, duygusallığını korumak istemektedir. Irmağın kenarında kayalar varsa bu, kişinin dayanak aradığını gösterir.
ü  Heyecan karşısında suçlanan ve kendi suçluluklarını ortaya koyanlar; nehre köprüler ve barikatlar koyarlar. Kaynak, ödipal tipteki anal ilişkilerini ortaya koyar.
                III-Kişiler= Çocukların çoğu resimdeki kişiler arasındaki ilişkiyi ailesel olarak yorumlarlar.
ü  9 yaşa kadar olan kişiler, çizimdeki kişileri tanımıyorlarsa; bu durumda çizilen kişi, diğer kişilere kıyasla daha önem kazanır.
ü  Çizimde kişilerden biri unutulmuşsa bu, kişinin o kişiye karşı olan tavrını ortaya koyar.
ü  Çizilen kişilerin giyimleri, büyüklükleri, mekanda onlara verilen yerin önemini yaptıkları çabaların değerini ortaya koyar.
ü  Kişilerin ellerindeki nesneler, çeşitli figürleri ortaya koyarlar.
ü  Kişilerin birbirlerine olan uzaklıkları da, onların aralarındaki ilişkileri, yakınlığı ya da uzaklığı ortaya koyar.
ü  Kişilerin profilden ya da sırtı dönük çizilmesi, kişinin saldırgan olduğunu gösterir. Bu çizim genellikle 10. yaştan sonra görülür.
ü  Kişilerin pozisyonları; oturmalar, yatmalar, ayakta durmalar, onların imajını değerlendirmede önemli rol oynar. Örneğin; dikeylik kişinin gücünü ortaya koyar. Dikeylikten giderek ayrılmışsa, bu durum onun gücünün elinden alınma eğilimini belirtir. Yatay durum az görülür ve kişinin diğer kişiye güvenmediğini, onun güçsüz olduğunu, dolayısıyla kendisinin de güvence içinde olmadığını gösterir.
ü  Erkekler baston, tüfek, sapan vb. gibi şeyler kullanırlarsa bu durum, kişinin saldırganlığını ve  güçlülüğünü belirtir. Buna karşılık kadın eşyaları taşıyorsa, bu da anne imajını ortaya koyar.
                IV-Taşıt= Kişilerin cinsel gücünü ifade eder. Genellikle ergen kişiler, taşıt deyince otomobil yaparlar ve bunu genişçe işlerler. Bu onların artık erkek ya da kadın olma eğilimlerini ortaya koyar.
ü  Taşıt hem zaman hem de mekan ünitesinin varlığının ortaya koyar.
ü  Taşıt, kişinin sosyal başarısını ortaya koyar.
                V-Kişilerin Çabaları=  Balık avı, çiçek toplama ve kitap okuma başkalarıyla kesilen bir ilişkiyi ifade eder. Böyle bir iş başkasına yaptırılıyorsa; o kişiyi küçümsemek, itmek, uzaklaştırmak anlamına gelir.
ü  Balık avı çabası; dinlendirici, pasif, bu yüzden de diğer kişilerle olan ilişkiyi engelleyen bir çabadır. Söz gelişi; bir çocuk, baba imajını balık avı içinde gösteriyorsa, çocuk babasından uzaklaşmak istediğini belirtiyor demektir.
ü  Dağa tırmanma çabası; bu kişinin hayatın tüm güçlüklerine karşısında her şeyi göze alabilecek bir eğilim içinde bulunduğunu gösterir. Ayrıca bir tepenin ucuna tırmanmak, çıkmak bir dağa çıkmak da kişinin cinsel isteklerinin bir sembolüdür.
ü  Babanın atı tımar etmesi, ekin biçmesi kişinin babasını bu işe layık görmesi ve onu küçültmesidir.
                VI-Dağ= Dağın sivri ya da yuvarlak olması cinsel merak taşır. Dağın sivri olması babanın, dağın yuvarlak olması da annenin imajını ortaya koyar.
                VII-Mağara, Oyuklar vb.= Anne imajını belirtir. Anaya dönüşün ifadesi olup, nörotik yapıyı gösterir. 
                VIII-Çitler= Aktif ve pasif olmak üzere iki anlam taşır.
ü  Ya dışarıdaki bir tehlikeye karşı koruyucudur ya da başkaları tarafından koruyan, girişimi engelleyen, yıkıcı bir durumu vardır.
ü  Çitin biçimi; yuvarlak tarafı uyumu, çıkıntılı yönü de agresif (saldırgan) durumu ortaya koyar.
                IX-Köprü= Bir bağ kurmayı, güçlüğü aşmayı ve bir eğilimi ortaya koymayı ifade eder. Kısacası birlik ve ilişki eğilimini belirtir.
                X-Babanın Sembolü= Ağaç vb. uzun şeylerle kral, cumhurbaşkanı, şef, müdür, patron, amir, öğretmen gibi kişilerin çizimi.
                XI-Annenin Sembolü= Kraliçe, sultan, bayan öğretmen, hemşire, ihtiyar kadın, başka birisinin annesi gibi kişilerin çizimi.
                XII-Küçük Çocukların Sembolü= Kuşlar, küçük hayvanlar, solucan gibi canlıların çizimi.
                XIII-Doğumun Sembolü ve İsteği= (Çocuk sahibi olma eğilimi) Yıkanmak, sudan çıkmak gibi çizimler.
                XIV-Ölümün Sembolü Ve İsteği= Ayrılış, trende gezi, yıkık köprü gibi çizimler.
                XV-Erkeğin (Babanın) Cinsel Organı Sembolü= Sopa, ağaç, mum, sırık, kalem, baston, şemsiye, saz, ok, ip, anahtar, kravat, tüfek, kılıç, tabanca gibi şeylerin çizimi.
                XVI-Kadının (Annenin) Cinsel Organı Sembolü= Mağara, oyuklar, vazo, şişe, her çeşit kutu, fırın, çekmece gözü, oda, cep, gemi, soba gibi içi boş eşyalar, göz, kulak gibi içinden geçilebilen organlar, gül, menekşe gibi çiçekler, inciler, kabuklu deniz hayvanları gibi şeylerin çizimi.
                XVII-Kadının (Annenin) Göğsü Sembolü= Elma, şeftali, turunç, portakal, çeşitli meyveler, tepe, dağ, çeşme, balkon gibi şeylerin çizimi.
                XVIII-Cinsel İlişkiler Sembolü= Köprü, kovalanmak, ata binmek, dövülmek, merdivenden inmek, çiğnenmek, dans etmek, otomobil kullanmak, silah atmak, piyano vb. çalgı aletleri çalmak gibi şeylerin çizimi.
                XIX-Mastürbasyon Sembolü= Bir dal ve çiçek koparma, su dökme, tıraş olma, ata binme gibi çizgiler.
                XX-Cinsel İstek Resmi= Ölmek, bir tepenin başına çıkmak, bir sona varmak, merdivenden çıkmak, yüksek bir yere tırmanmak, dağa çıkmak gibi çizimler.
                XXI-Yükselme Ve Başarı Sembolü= Merdivenlerden çıkmak, yüksek bir yere tırmanmak, dağa çıkmak, uçmak gibi resimlerin çizimi. Bunlar kişinin aşağılık duygusu içinde bulunduğunu gösterdiği gibi, kişinin ereksiyonunu da ifade eder.
                8- Çizgi Biçimleri:
                I-Kısa Ve Belli Belirsiz Çizgi= Anksiyeteyi (kaygıyı) ifade eder. Genellikle heyecansal (emotif) tiplerde görülür.
                II-Kısa Ve Koyu Çizgi= Güçlü ve hiper kontrollü (istedikleri zaman kendilerini frenleyen tiplerde) görülür.
                III-Normal Boyda Ve Normal Bastırılmış Çizgiler= Bu çizgiler 1-2 cm uzunluğundadır. Devimsel bir kontrolü ifade eder. Heyecansal alanda da kendilerini kontrol altına alabilirler.
               
                IV-Uzun Çizgiler= Bu çizgiler 3cm ve daha yukarısındaki çizgilerdir. Astoniklerde (faaliyet yönünden hareketsiz tiplerde) görülür.
                V-Uzun Ve Kalın Çizgiler= El becerisi açısından beceriksiz tiplerde görülür.
                VI-Uzun Ve Düzensiz Çizgiler= Bu çizgiler bazen kalın bazen de ince çizgilerdir. Genellikle empulsif (bilinçsiz ataklık-içtepi) davranışlar gösteren kişilerde görülür.
                VII-Kısa Ve Karalarcasına Bastırılmış Çizgiler= Agresif (saldırgan) tiplerde görülür.
                9- Kişinin Resim Çizerken Takındığı Tavırlar:
ü  Kişini çevresine sık sık bakması, anksityeteli (kaygılı) olduğunu gösteren bir işaret sayılabilir.
ü  Kişini çok uzun süre içinde çizmesi, paranoid (sürekli şüphe içinde) bir yapıya sahip olduğunun bir belirtisi olabilir.
                10- D-10 İle CTT Arasındaki İlişki:
ü  CTT ile D-10 arasında bir ilişki yani yargılarda bir yakınlık sezilmiştir.
ü  Bu sezgiler, özellikle kişinin geçmişine, anne-baba ve büyüklere, ev ve ailesine, karşıt cinse karşı tepkileri ile korku ve kaygılarında görülmektedir.
ÇOCUK RESİMLERİNDE ÇİZGİLERİN YORUMU
                Marvin Klepsch ve Laura Logie çocuk resimlerindeki çizgilere 3 açıdan psikolojik yorum getirmiştir:
1)      Büyüklük
2)      Abartılı çizgiler
3)      Eksik bırakılan çizgiler
1)Büyüklük
                Büyük resimler: Sayfanın tümünü kaplayan resimler,çoğu kez iç kontrolü zayıf olan, saldırgan ve aşırı faal (hiperaktif) çocuklar tarafından çizilir. Çok nadir olarak çekingen, ürkek çocuklar zayıf benlik kavramları nedeniyle büyük figürlere yer vererek daha güçlü olabilme arzularını dile getirmeye çalışırlar.
                Küçük resimler: Birkaç santimetre büyüklüğündeki resimler çoğunlukla korkak, çekingen, içe dönük çocukların ürünüdür. Küçük boyut onların güvensizliklerinin simgesidir. Bu çocuklar kendilerini güvensiz, yetersiz ve küçük görür. Ender olarak saldırgan çocuklar da, zayıf benlik kavramları nedeniyle küçük boyutlu resimler çizerler.
2) Abartılı çizgiler
   Abartılı resimlerde ya beden parçaları çok büyük çizilir, aşırı ayrıntı yapılır, çeşitli beden kısımları kalın çizgilerle belirtilir ya da tam tersi beden parçaları çok küçük çizilir ve ayrıntıya yer verilmez.
Baş: Çok büyük ya da çok küçük kafa, kendini zihince geri olarak gören çocuklar tarafından çizilir. Büyük kafalı resimler daha çok yetenekli ve başarılı olmayı arzulayan çocuklar tarafından çizilir.
Ağız: Konuşma ve dil sorunu olan çocuklar, kalın çizgilerle büyük ağız resmi yaparlar. Çoğunlukla anne ve babalarına bağımlı olan çocuklar resimlerinde ağız alanına saplanırlar.
Gözler: Gözbebeği olmadan çizilen boş ve anlamsız gözler, görme yoluyla öğrenme sorunu olan çocuklar tarafından çizilir.
Ayaklar: Büyük ayakların çizilmesi, kendine güven duyma arzusunun bir simgesidir.
Burun:  Astımlı çocuklar genelde bu sorunları nedeniyle burun çizgilerini vurgulayarak ya da çok büyük biçimde çizerler.
Kulaklar: Çok büyük ve abartılı vurgulanan kulaklar, işitme güçlüğü çeken ya da kendisi hakkında konuşulduğunu düşünen aşırı kuşkucu çocuklar tarafından çizilir.
Dişler: İri çizilmiş dişler saldırganlığın simgesidir.
Cinsel organ: Cinsel organın çizilmesi; saldırgan, cinsel organıyla ilgili aşırı bir bedensel endişeye sahip, dürtülerini kontrolde zayıf ve problemli çocukların resimlerinde görülür.
3) Eksik bırakılan çizgiler
 Eller: Ellerin çizilmemesi; çocuğun  güvensizliğini ve çevreye uyumda zorluk yaşamasını simgeler.
Kollar: Kolların çizilmemesi; güç ve kuvvetin azlığını dolayısıyla da güvensizliği simgeler.
Bacaklar: Resimde bacakların çizilmemesi, çocuğun kendini desteksiz ve hareketsiz olarak algılamasını ifade eder.
Ayaklar: Resimde ayakların yokluğu, çocuğun kendine güvensiz ve yardımsız hissetmesi anlamına gelir.
Burun: Burun resimde, güç savaşının ifadesidir.
Ağız: Bir iletişim organının çizilmemesi, çocuğun başkalarıyla ilişki kurmakta zorluk çektiğini simgeler. Bazen astımlı çocuklar da resimlerde ağız çizmeyi ihmal eder.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder