1. D10 testi
D-10
testi, JEAN LE ME adlı bir psikolog tarafından düzenlenmiş ve uygulanmaya
başlanmıştır. D-10 testi hem ZİHİNSEL
hem DUYGUSAL yönleri içeren bir testtir.
8 ve daha yukarı yaştakilere uygulanır. Test kolektif (toplu halde)
olarak da kullanılabilir. Ancak bireylerin birbirlerini görmeleri sağlanmalıdır.
Kişinin resim yaparkenki davranışlarını gözlemek önemli veriler
sağlayabilir. Amacı, kişiye
araç-gereçsiz resim çizdirerek onu değerlendirmeye çalışmaktır. Zaman sınırlı
değildir.
BİR İLETİŞİM ARACI
OLARAK RESİM D-10
ü Resim; psiko-pedagojik açıdan
çocuğu bize tanıtmaya, çocuğun zeka, kişilik, yakın çevre özellikleriyle iç
dünyasını yansıtmaya yarayan bir ifade aracıdır.
ü Kendiliğinden yapılan resimler,
iç dünyalarını yansıtır. Bu nedenle iyi tahlil edildikleri takdirde çocukları
ve onların gelişimlerini bize ayrıntıları ile verir.
ü Resimler bize çocukların, diğer
çocuklar ve yetişkinlerle olan sorunlarını yansıtır ve bu sorunları çözüş
biçimleriyle ilgili ipuçları verirler.
ü Çocuk resim yoluyla adeta
kendisinin bir parçasını yansıtmakta, olaylar hakkında duygu, düşünce ve görüş
biçimlerini dile getirmektedirler.
PSİKOLOJİK TANIDA RESMİN ROLÜ
ü Küçük
yaşlarda sözcüklerden daha güçlü bir anlatım aracı olan resim, çocuğun iç
dünyası ve büyüme süreci hakkında bilgiler verir.
ü Ancak, resim bir ölçek olarak tek
başına çocuğun kişiliğini, algı ve tutumlarını tümüyle değerlendirmeye yeterli
değildir. Bu nedenle başka bi ölçek, gözlem ya da çocukla görüşmek bir
tamamlayıcı olabilir.
ü Örneğin; çekingen ve sessiz bir
çocuk
ya da
konuşma ve dil zorlukları olan çocuklarda resim ve gözlem yöntemlerini
kullanmak sağlıklı sonuçlar verir.
ü Çocukların çoğunluğunun resmi
sevmeleri ise bu tekniğin kullanımını kolaylaştırmaktadır.
ÇOCUK RESİMLERİNİN GELİŞİM AŞAMALARI
Çocuklar
büyüyüp olgunlaştıkça resimleri daha ayrıntılı, oranlı ve gerçekçi olur. Her
yaş dönemi resimlerinin belirgin özellikleri vardır.
Karalama Dönemi(1-4 Yaş Arası): Çizimler gelişigüzel ve daha çok oyun amaçlıdır. Çizgiler, tren,ray vb.
Şema Öncesi Dönem(4-7 Yaşlar Arası): 3 yaş çocuğu tipik yuvarlak kafa çizebilir. 4 yaş çocuğu kolları ve bacaklarından çöp adam çizebilir.5 yaşındaki çocuğun yaptığı insan ve evler daha belirgindir.6 yaş çocuğunun resimlerinde artık konu vardır.Resimlerde yer çizgisi mevcuttur. Resimlerde saydamlık vardır.
Karalama Dönemi(1-4 Yaş Arası): Çizimler gelişigüzel ve daha çok oyun amaçlıdır. Çizgiler, tren,ray vb.
Şema Öncesi Dönem(4-7 Yaşlar Arası): 3 yaş çocuğu tipik yuvarlak kafa çizebilir. 4 yaş çocuğu kolları ve bacaklarından çöp adam çizebilir.5 yaşındaki çocuğun yaptığı insan ve evler daha belirgindir.6 yaş çocuğunun resimlerinde artık konu vardır.Resimlerde yer çizgisi mevcuttur. Resimlerde saydamlık vardır.
Şematik
Dönem (7-9 Yaşlar Arası): Resimler daha belirgin ve ayrıntılıdır.Resimler daha
gerçekçidir.Resimde mekansal ilişki vardır.Kuş bakışı resim çizimleri
ağırlıklıdır.
Gerçekçilik Dönemi (9-12 Yaş Arası): Resim konularında kızlar ve erkekler arasındaki farklılıklar gözlemlenir.Kız çocuklarında daha çok bebek resmi, elbiseler, erkek çocukları ise araba, gemi, uçak çizerler.Resimleri beğenmeme, aşırı hassasiyet ve kendini ifade güçlüğü görülür.
Görünürde Doğalcılık Dönemi (12-14 Yaşlar Arası): Nesneler orantılıdır.Resimler perspektiftir.Yakın çevrede gördüğü objelerin orantılarını, boyutlarını ve derinliklerini çizgileriyle yansıtmaya çalışır.
Gerçekçilik Dönemi (9-12 Yaş Arası): Resim konularında kızlar ve erkekler arasındaki farklılıklar gözlemlenir.Kız çocuklarında daha çok bebek resmi, elbiseler, erkek çocukları ise araba, gemi, uçak çizerler.Resimleri beğenmeme, aşırı hassasiyet ve kendini ifade güçlüğü görülür.
Görünürde Doğalcılık Dönemi (12-14 Yaşlar Arası): Nesneler orantılıdır.Resimler perspektiftir.Yakın çevrede gördüğü objelerin orantılarını, boyutlarını ve derinliklerini çizgileriyle yansıtmaya çalışır.
ÇOCUK
RESİMLERİNDE RENKLERİN ANLAMLARI
ü Dört beş yaşlarındaki
çocuklar genelde renk ayrımı yapmadan resmi boyarlar. Kız çocukları renk
seçimine erkeklerden daha çok önem verir.
ü Mutlu resimlerde genelde sarı
renk, üzüntülü resimlerde genelde kahverengi renk daha ağırlıklıdır.
ü Resimlerde ağırlık kırmızı renkse, iddiacılığı
ve saldırganlığı temsil eder.
ü Pembe,
sarı, turuncu gibi sıcak renkleri seçen çocuklar sevecen, uyumlu ,
işbirlikçidir.
ü Siyah,
mavi, yeşil, kahverengi gibi soğuk renkleri seçen çocuklar baskıcı aile
ortamında yetişen iddiacı, çekingen, güçlükle kontrol edilen uyumsuz,
gerçek duygularını bastıran çocukları temsil eder.
D-10 TESTİ
ü D-10
testi, JEAN LE ME adlı bir psikolog tarafından düzenlenmiş ve uygulanmaya
başlanmıştır.
ü D-10
testi hem ZİHİNSEL hem DUYGUSAL yönleri içeren bir testtir.
ü 8
ve daha yukarı yaştakilere uygulanır.
ü Test
kolektif (toplu halde) olarak da kullanılabilir. Ancak bireylerin birbirlerini
görmeleri sağlanmalıdır. Kişinin resim yaparkenki davranışlarını gözlemek
önemli veriler sağlayabilir.
ü Amacı,
kişiye araç-gereçsiz resim çizdirerek onu değerlendirmeye çalışmaktır.
ü Zaman
sınırlı değildir.
Testin Uygulanışı
Bireye
21*25 cm boyutunda üzerinde “Şunlarla bir manzara çiziniz: Bir adam, bir yol,
bir kadın, dağlar, bir erkek çocuk, bir ev, bir kız çocuk, bir nehir, bir
hayvan, bir taşıt.” Yazısı bulunan bir kağıt verilir.
Arkasına
şu yönerge eklenir: “Bütün kağıdı istediğiniz gibi kullanabilirsiniz, cetvel ve
silgi kullanmayacaksınız. Burada yazılı olanlara istediğinizi de
ekleyebilirsiniz.”
Testin
sonunda, kişi ve nesnelerin kimliği konusunda sorular sorularak notlar alınır.
Testin sonunda özellikle şu tür sorular sorulacaktır:
ü Bu kişiler birbirlerini
tanıyorlar mı?
ü Aralarındaki
ilişkinin derecesi nedir?
ü Şu kişinin elinde ne var, o kişi
ne iş yapıyor?
Resmin
genel etkisini saptamak üzere şu sorular da sorulabilir:
ü Resmi
yapan mutlu mudur?
ü Arkadaş
canlısı mıdır?
ü Başkalarıyla
kolay ilişki içinde midir?
ü Sakin
midir?
ü Duygularını
kendi mi yoksa başkaları mı kontrol eder?
Testin Tahlili Ve Yorumu
1-Zihinsel Faktörler: Zihinsel faktörler yönünden 4
aşama vardır:
4. aşama: Elemanlar gelişigüzeldir.
Nesneler arasında bağ yoktur.
3. aşama: Nesneler rast
gele sıralanmıştır. Kişi iki şeyin farkındadır: 1. Kendisine verilen yüzeyi iyi
değerlendirmek. 2. Öğeler arası ilişkiyi bütün oranla örgütlemek. Buna 3
BANT SİSTEMİ denir.
2. aşama: Entegrasyon (bütünleşme)
başlamıştır. Derinlik ortaya çıkmıştır. Öncelik ve sonralık kullanılmaktadır.
Ancak perspektif yoktur.
1. aşama: Mekanda perspektif tasarımı
söz konusudur.
2-Perspektif: Ergenlikten
itibaren perspektif görülmeye başlar.
Eğer
ergenlikte perspektif yoksa;
ü Mekan
bütünleyici mekanizmalar bir travma sonucu bozulmuştur.
ü Lojik(mantık)
işlevleri olgunlaşmamıştır.
ü Karakteristik
kökenli sosyal bir uyumsuzluğu vardır.
Buna
karşılık perspektif varsa; yukarıda belirtilen hususlar derece derece normale
yakın bir durum gösterirler.
3-Rölatif (Göreli) Büyüklükler:
ü Kişiler
ve nesneler kocaman çizilmiş ve çizen kişi de bunlar arasındaysa ya da kişiler
ve nesneler küçük çizilmişse ve çizen kişi de büyükse, bu hem kişinin zihinsel
yönünü hem de duygusal yönünü gösterir.
ü Pityatik
(başkalarının ilgisini çekmek isteyen kişilerle histeroidler, çizimlerinde
kişilere önemli bir yer verirler. Onları
hem büyük hem de detaylı ve süslü yapmaya çalışırlar. Şizoidlerin çizimlerinde
çok az bir hareketlilik ve detaylarda tuhaflıklar görülür.
ü Çizimi
yapılan 10 öğe bir bileşim içinde bulunurlar:
I-Pasif Bileşim= Öğeler arasında hiçbir
ilişki yoktur. Sadece nesneler normal büyüklükte çizilmiş ve bazı perspektif
kurallarına uyulmuştur.
II-Aktif Bileşim= Öğeler birbiriyle
kaynaşmış gibidir. Bu durum mekanın hareketliliğini gösterir. Bu hareket
kişinin içe dönüklüğünü anlatır.
III-Niteliksel Bileşim= Öğeler daha içe
ait nitelik taşır. Bu tip, kişinin duygusallığını ortaya koyar.
4-Dinamizm (Hareketlilik):
I-Dinamizm (hareketlilik) yoksa=
ü Kişiler
cepheden yapılmış, diz ve dirsekler bükülmemiştir.
ü Kişinin
elinde bir şey bulunmaz. Bu tür çizimler anksiyete (kaygı), angua (sıkıntı)
durumu ve adaptasyon (uyum) güçlüğü olan kişilerle agresif (saldırgan) ve pasif
astenik (hareketsiz) tiplerde görülür.
II-Dinamizm (hareketlilik) varsa=
ü Çizimlerde
kişilerde basit profil hali görülür.
ü Kişilerin
diz ve dirsekleri bükülmüştür.
ü Kişilerde
basit eylemler görülür.
ü Kişilerde
karmaşık eylemler görülür.
5- Şematizm:
ü Çocukların
çoğu, detaya girmeden çizimlerini şematik olarak çizerler. Bu, ergenliğe kadar
sürer.
ü İnsan
resmiyle ilgili şematik çizgi, kişiliğin derin yanlarını ortaya koyar. Eğer
kişi belirli bir yaştan sonra şematik çizmişse bu çizimin duygusal hayatla ilişiği
vardır. Şemalaştırma sadece kişilerde görülmez; yol, ağaç, dağlar ve ırmakta da
görülür.
ü Kişi
ergin yaşta da şemaya başvuruyorsa üzerinde durulması gereklidir.
6-
Duygusal Etmenler:
I-Unutmalar=
Kişi neyi unutmuştur? Verilen verilere ne eklemiştir? “Unuttuğunu
çiz.” denince nereye koyar, nasıl çizer? Unutulan, kişinin bastırma ve
itmelerini temsil eder.
ü Çocukta
unutma ya kararsızlığa bağlı bir davranışı ya da bilinçsiz bir engellemenin
olduğunu ortaya koyar.
ü Çocukta
bir bilinçsiz unutma varsa, onda ikizli duygu var demektir. Kısacası unutmalar,
kişinin çizmeyi unuttuğu kişiye karşı tavrını ortaya koyar.
II-Eklemeler=
Eklemeler çoksa, bu kendini gerçekleştirme arzusu olabilir. Eklemeler yaşla
artar.
ü Anksiyetesi
(kaygısı) olanlar, küçük detaylar verirler. Kağıdın tümünü doldurmaya
çalışırlar. Çizgileri karanlıktır ve çocukça tekrar eder. Çok zaman harcarlar.
ü Yönergede
olmayan çeşme ya da çeşmeyle ilgili çeşitli çıkıntılar yapılması, cinsel
anlamda bir yorum yapılmasını gerektirir.
ü Detaylara
fazla dikkat etme; kendisine çekici gelen daha önemsiz bir kısma yöneldiğini
ortaya koyar. Bu durum; çevresinin ilgisini üzerine çekmek isteyen
historiklerle şüpheci kişilerde görülür.
7- Semboller:
I-Ev=
ü Sosyalleşmenin
ilk basamağıdır. Eğer kent, eve yolla bağlanmışsa bu onun sosyalleşmeye
katılmasını gösterir.
ü Evin
kentten uzak olması, kişinin sosyal ilişkilerindeki sorunlarını gösterir.
ü Evin
boyut yönünden manzaraya oranla değişik olması, kişinin uyumunu yansıtır. Evin
büyük ya da küçük oluşu çocuğun güven içinde olup olmadığını gösterir. Evin iç
ve dış şekli dış dünyaya uyumunu, aile fertleriyle ne derece ilişkilerinin
olduğunu gösterir.
ü Evin
dışarıya açılan şeylerinin sayısının az oluşu ya da hiç olmayışı kişinin
bağımsızlığını ortaya koyar. Dışa dönükler, evlerini dış dünyaya açık yaparlar.
ü Evin
pencerelerine parmaklıkların, kapılara çift kilit gibi şeylerin konması, evin
şato gibi olması, kişini güvensizliğini, anksiyetesi (kaygısı) olduğunu, dış
dünyadan korktuğunu gösterir.
ü Evin
bir otel biçiminde yapılması kişinin terk edilme korkusunu, güvensizliğini,
yalnızlık duygularını, sosyal ilişkilerdeki düzeyliği, derin ilişkilerden
kaçışı ortaya koyar.
ü Gerçeğe
uymayan evler, kişini gerçekdışı, çocuksu beklentilerini anlatır.
ü Evlerin
yapıldığı yer, örneğin; uçurumun kenarına yapılması, taşlarla çevrili olması
gibi haller çocuğun güvensizlik içinde olduğunu gösterir. Kayalıklardaki ev
korkuyu, ve güvensizliği gösterir.
ü Ev
genel olarak kişinin bedenini, düz duvarlar kişileri, balkonlu evler de kadın imajını
ortaya koyar.
ü Simetri;
sıradanlığı, herkes gibi olmayı ve sosyal güveni gösterir. Yaratıcı kimse
kendini bağımsız kılmak ve bu nedenle de herkes gibi olmak istemez.
II-Irmak=
Kişinin duygusal yaşantılarını ortaya koyar ve baba ile olan duygusal
ilişkilerini belirtir.
ü Irmak
bir kaynaktan akıyorsa, bu çocuğun anne ile olan duygusal ilişkilerini
belirtir.
ü Irmak
göle dökülüyor ya da bataklıkta sona eriyorsa, kişinin kendi içine kapanmaya
başladığını gösterir.
ü Irmak
son derece geniş, gelişigüzel ve şelale şeklinde akıyorsa, bu kişinin
kontrolsüz olduğunu gösterir.
ü Irmak
çok küçükse, kişinin kendine güveni olmadığını, duygularını anlatmada yetersiz
bulunduğunu gösterir.
ü Irmak
çeşitli engellerle çizilmişse kişi kendi kendini suçlamakta, duygusallığını
korumak istemektedir. Irmağın kenarında kayalar varsa bu, kişinin dayanak
aradığını gösterir.
ü Heyecan
karşısında suçlanan ve kendi suçluluklarını ortaya koyanlar; nehre köprüler ve
barikatlar koyarlar. Kaynak, ödipal tipteki anal ilişkilerini ortaya koyar.
III-Kişiler=
Çocukların çoğu resimdeki kişiler arasındaki ilişkiyi ailesel olarak
yorumlarlar.
ü 9
yaşa kadar olan kişiler, çizimdeki kişileri tanımıyorlarsa; bu durumda çizilen
kişi, diğer kişilere kıyasla daha önem kazanır.
ü Çizimde
kişilerden biri unutulmuşsa bu, kişinin o kişiye karşı olan tavrını ortaya
koyar.
ü Çizilen
kişilerin giyimleri, büyüklükleri, mekanda onlara verilen yerin önemini
yaptıkları çabaların değerini ortaya koyar.
ü Kişilerin
ellerindeki nesneler, çeşitli figürleri ortaya koyarlar.
ü Kişilerin
birbirlerine olan uzaklıkları da, onların aralarındaki ilişkileri, yakınlığı ya
da uzaklığı ortaya koyar.
ü Kişilerin
profilden ya da sırtı dönük çizilmesi, kişinin saldırgan olduğunu gösterir. Bu
çizim genellikle 10. yaştan sonra görülür.
ü Kişilerin
pozisyonları; oturmalar, yatmalar, ayakta durmalar, onların imajını
değerlendirmede önemli rol oynar. Örneğin; dikeylik kişinin gücünü ortaya
koyar. Dikeylikten giderek ayrılmışsa, bu durum onun gücünün elinden alınma
eğilimini belirtir. Yatay durum az görülür ve kişinin diğer kişiye
güvenmediğini, onun güçsüz olduğunu, dolayısıyla kendisinin de güvence içinde
olmadığını gösterir.
ü Erkekler
baston, tüfek, sapan vb. gibi şeyler kullanırlarsa bu durum, kişinin
saldırganlığını ve güçlülüğünü belirtir.
Buna karşılık kadın eşyaları taşıyorsa, bu da anne imajını ortaya koyar.
IV-Taşıt=
Kişilerin cinsel gücünü ifade eder. Genellikle ergen kişiler, taşıt deyince
otomobil yaparlar ve bunu genişçe işlerler. Bu onların artık erkek ya da kadın
olma eğilimlerini ortaya koyar.
ü Taşıt
hem zaman hem de mekan ünitesinin varlığının ortaya koyar.
ü Taşıt,
kişinin sosyal başarısını ortaya koyar.
V-Kişilerin
Çabaları= Balık avı, çiçek
toplama ve kitap okuma başkalarıyla kesilen bir ilişkiyi ifade eder. Böyle bir
iş başkasına yaptırılıyorsa; o kişiyi küçümsemek, itmek, uzaklaştırmak anlamına
gelir.
ü Balık
avı çabası; dinlendirici, pasif, bu yüzden de diğer kişilerle olan ilişkiyi
engelleyen bir çabadır. Söz gelişi; bir çocuk, baba imajını balık avı içinde
gösteriyorsa, çocuk babasından uzaklaşmak istediğini belirtiyor demektir.
ü Dağa
tırmanma çabası; bu kişinin hayatın tüm güçlüklerine karşısında her şeyi göze
alabilecek bir eğilim içinde bulunduğunu gösterir. Ayrıca bir tepenin ucuna
tırmanmak, çıkmak bir dağa çıkmak da kişinin cinsel isteklerinin bir
sembolüdür.
ü Babanın
atı tımar etmesi, ekin biçmesi kişinin babasını bu işe layık görmesi ve onu
küçültmesidir.
VI-Dağ=
Dağın sivri ya da yuvarlak olması cinsel merak taşır. Dağın sivri olması
babanın, dağın yuvarlak olması da annenin imajını ortaya koyar.
VII-Mağara,
Oyuklar vb.= Anne imajını belirtir. Anaya dönüşün ifadesi olup,
nörotik yapıyı gösterir.
VIII-Çitler=
Aktif ve pasif olmak üzere iki anlam taşır.
ü Ya
dışarıdaki bir tehlikeye karşı koruyucudur ya da başkaları tarafından koruyan,
girişimi engelleyen, yıkıcı bir durumu vardır.
ü Çitin
biçimi; yuvarlak tarafı uyumu, çıkıntılı yönü de agresif (saldırgan) durumu
ortaya koyar.
IX-Köprü=
Bir bağ kurmayı, güçlüğü aşmayı ve bir eğilimi ortaya koymayı ifade eder.
Kısacası birlik ve ilişki eğilimini belirtir.
X-Babanın
Sembolü= Ağaç vb. uzun şeylerle kral, cumhurbaşkanı, şef, müdür,
patron, amir, öğretmen gibi kişilerin çizimi.
XI-Annenin
Sembolü= Kraliçe, sultan, bayan öğretmen, hemşire, ihtiyar kadın,
başka birisinin annesi gibi kişilerin çizimi.
XII-Küçük
Çocukların Sembolü= Kuşlar, küçük hayvanlar, solucan gibi
canlıların çizimi.
XIII-Doğumun
Sembolü ve İsteği= (Çocuk sahibi olma eğilimi) Yıkanmak, sudan
çıkmak gibi çizimler.
XIV-Ölümün
Sembolü Ve İsteği= Ayrılış, trende gezi, yıkık köprü gibi çizimler.
XV-Erkeğin
(Babanın) Cinsel Organı Sembolü= Sopa, ağaç, mum, sırık, kalem,
baston, şemsiye, saz, ok, ip, anahtar, kravat, tüfek, kılıç, tabanca gibi
şeylerin çizimi.
XVI-Kadının
(Annenin) Cinsel Organı Sembolü= Mağara, oyuklar, vazo, şişe, her
çeşit kutu, fırın, çekmece gözü, oda, cep, gemi, soba gibi içi boş eşyalar,
göz, kulak gibi içinden geçilebilen organlar, gül, menekşe gibi çiçekler, inciler,
kabuklu deniz hayvanları gibi şeylerin çizimi.
XVII-Kadının
(Annenin) Göğsü Sembolü= Elma, şeftali, turunç, portakal, çeşitli
meyveler, tepe, dağ, çeşme, balkon gibi şeylerin çizimi.
XVIII-Cinsel
İlişkiler Sembolü= Köprü, kovalanmak, ata binmek, dövülmek,
merdivenden inmek, çiğnenmek, dans etmek, otomobil kullanmak, silah atmak,
piyano vb. çalgı aletleri çalmak gibi şeylerin çizimi.
XIX-Mastürbasyon
Sembolü= Bir dal ve çiçek koparma, su dökme, tıraş olma, ata binme
gibi çizgiler.
XX-Cinsel
İstek Resmi= Ölmek, bir tepenin başına çıkmak, bir sona varmak,
merdivenden çıkmak, yüksek bir yere tırmanmak, dağa çıkmak gibi çizimler.
XXI-Yükselme
Ve Başarı Sembolü= Merdivenlerden çıkmak, yüksek bir yere
tırmanmak, dağa çıkmak, uçmak gibi resimlerin çizimi. Bunlar kişinin aşağılık
duygusu içinde bulunduğunu gösterdiği gibi, kişinin ereksiyonunu da ifade eder.
8-
Çizgi Biçimleri:
I-Kısa
Ve Belli Belirsiz Çizgi= Anksiyeteyi (kaygıyı) ifade eder.
Genellikle heyecansal (emotif) tiplerde görülür.
II-Kısa
Ve Koyu Çizgi= Güçlü ve hiper kontrollü (istedikleri zaman
kendilerini frenleyen tiplerde) görülür.
III-Normal
Boyda Ve Normal Bastırılmış Çizgiler= Bu çizgiler 1-2 cm
uzunluğundadır. Devimsel bir kontrolü ifade eder. Heyecansal alanda da
kendilerini kontrol altına alabilirler.
IV-Uzun
Çizgiler= Bu çizgiler 3cm ve daha yukarısındaki çizgilerdir.
Astoniklerde (faaliyet yönünden hareketsiz tiplerde) görülür.
V-Uzun
Ve Kalın Çizgiler= El becerisi açısından beceriksiz tiplerde
görülür.
VI-Uzun
Ve Düzensiz Çizgiler= Bu çizgiler bazen kalın bazen de ince
çizgilerdir. Genellikle empulsif (bilinçsiz ataklık-içtepi) davranışlar
gösteren kişilerde görülür.
VII-Kısa
Ve Karalarcasına Bastırılmış Çizgiler= Agresif (saldırgan) tiplerde
görülür.
9-
Kişinin Resim Çizerken Takındığı Tavırlar:
ü Kişini
çevresine sık sık bakması, anksityeteli (kaygılı) olduğunu gösteren bir işaret
sayılabilir.
ü Kişini
çok uzun süre içinde çizmesi, paranoid (sürekli şüphe içinde) bir yapıya sahip
olduğunun bir belirtisi olabilir.
10-
D-10 İle CTT Arasındaki İlişki:
ü CTT
ile D-10 arasında bir ilişki yani yargılarda bir yakınlık sezilmiştir.
ü Bu
sezgiler, özellikle kişinin geçmişine, anne-baba ve büyüklere, ev ve ailesine,
karşıt cinse karşı tepkileri ile korku ve kaygılarında görülmektedir.
ÇOCUK RESİMLERİNDE ÇİZGİLERİN YORUMU
Marvin
Klepsch ve Laura Logie çocuk resimlerindeki çizgilere 3 açıdan psikolojik yorum
getirmiştir:
1) Büyüklük
2) Abartılı
çizgiler
3) Eksik
bırakılan çizgiler
1)Büyüklük
Büyük
resimler: Sayfanın tümünü kaplayan resimler,çoğu kez iç kontrolü zayıf
olan, saldırgan ve aşırı faal (hiperaktif) çocuklar tarafından çizilir. Çok
nadir olarak çekingen, ürkek çocuklar zayıf benlik kavramları nedeniyle büyük
figürlere yer vererek daha güçlü olabilme arzularını dile getirmeye çalışırlar.
Küçük
resimler: Birkaç santimetre büyüklüğündeki resimler çoğunlukla korkak,
çekingen, içe dönük çocukların ürünüdür. Küçük boyut onların güvensizliklerinin
simgesidir. Bu çocuklar kendilerini güvensiz, yetersiz ve küçük görür. Ender
olarak saldırgan çocuklar da, zayıf benlik kavramları nedeniyle küçük boyutlu
resimler çizerler.
2) Abartılı çizgiler
Abartılı resimlerde
ya beden parçaları çok büyük çizilir, aşırı ayrıntı yapılır, çeşitli beden
kısımları kalın çizgilerle belirtilir ya da tam tersi beden parçaları çok küçük
çizilir ve ayrıntıya yer verilmez.
Baş: Çok büyük ya da çok küçük kafa, kendini
zihince geri olarak gören çocuklar tarafından çizilir. Büyük kafalı resimler
daha çok yetenekli ve başarılı olmayı arzulayan çocuklar tarafından çizilir.
Ağız: Konuşma ve dil sorunu olan çocuklar, kalın çizgilerle büyük ağız resmi yaparlar. Çoğunlukla anne ve babalarına bağımlı olan çocuklar resimlerinde ağız alanına saplanırlar.
Gözler: Gözbebeği olmadan çizilen boş ve anlamsız gözler, görme yoluyla öğrenme sorunu olan çocuklar tarafından çizilir.
Ayaklar: Büyük ayakların çizilmesi, kendine güven duyma arzusunun bir simgesidir.
Ağız: Konuşma ve dil sorunu olan çocuklar, kalın çizgilerle büyük ağız resmi yaparlar. Çoğunlukla anne ve babalarına bağımlı olan çocuklar resimlerinde ağız alanına saplanırlar.
Gözler: Gözbebeği olmadan çizilen boş ve anlamsız gözler, görme yoluyla öğrenme sorunu olan çocuklar tarafından çizilir.
Ayaklar: Büyük ayakların çizilmesi, kendine güven duyma arzusunun bir simgesidir.
Burun:
Astımlı çocuklar genelde bu sorunları nedeniyle burun çizgilerini
vurgulayarak ya da çok büyük biçimde çizerler.
Kulaklar: Çok büyük ve abartılı vurgulanan kulaklar, işitme güçlüğü çeken ya da kendisi hakkında konuşulduğunu düşünen aşırı kuşkucu çocuklar tarafından çizilir.
Dişler: İri çizilmiş dişler saldırganlığın simgesidir.
Cinsel organ: Cinsel organın çizilmesi; saldırgan, cinsel organıyla ilgili aşırı bir bedensel endişeye sahip, dürtülerini kontrolde zayıf ve problemli çocukların resimlerinde görülür.
Kulaklar: Çok büyük ve abartılı vurgulanan kulaklar, işitme güçlüğü çeken ya da kendisi hakkında konuşulduğunu düşünen aşırı kuşkucu çocuklar tarafından çizilir.
Dişler: İri çizilmiş dişler saldırganlığın simgesidir.
Cinsel organ: Cinsel organın çizilmesi; saldırgan, cinsel organıyla ilgili aşırı bir bedensel endişeye sahip, dürtülerini kontrolde zayıf ve problemli çocukların resimlerinde görülür.
3) Eksik bırakılan çizgiler
Eller:
Ellerin çizilmemesi; çocuğun
güvensizliğini ve çevreye uyumda zorluk yaşamasını simgeler.
Kollar: Kolların çizilmemesi; güç ve kuvvetin
azlığını dolayısıyla da güvensizliği simgeler.
Bacaklar: Resimde bacakların çizilmemesi,
çocuğun kendini desteksiz ve hareketsiz olarak algılamasını ifade eder.
Ayaklar: Resimde ayakların yokluğu, çocuğun
kendine güvensiz ve yardımsız hissetmesi anlamına gelir.
Burun: Burun resimde, güç savaşının ifadesidir.
Ağız: Bir iletişim organının çizilmemesi, çocuğun başkalarıyla ilişki kurmakta zorluk çektiğini simgeler. Bazen astımlı çocuklar da resimlerde ağız çizmeyi ihmal eder.
Burun: Burun resimde, güç savaşının ifadesidir.
Ağız: Bir iletişim organının çizilmemesi, çocuğun başkalarıyla ilişki kurmakta zorluk çektiğini simgeler. Bazen astımlı çocuklar da resimlerde ağız çizmeyi ihmal eder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder