Çocuklarda resim yapmanın önemi


1.       Çocuklarda resim yapmanın önemi
Çizim kişinin dış dünyayı algılayışını ve  tepkisini  yansıtan bir “Projektif” bir tekniktir.
Resim çizme klinik amaçlı olarak  sık kullanılan bir yöntemdir.
Resimler özellikle zihinsel ve projektif yönden ele alınmaktadırlar.
 Projektif teknikler özellikle davranışın örtülü ve bilinçdışı özelliklerini yansıtma konusunda duyarlıdırlar. Çok yönlü yanıt vermeyi sağlarlar.   İletişimi kolaylaştıran,
zenginleştiren, kendini ifadeyi güçlendiren bir araç  Sözel olarak ifade edilemeyen duygu ve düşünceler çizdikleri resimler yoluyla yansıtılır.
Sözcüklerden daha güçlü bir anlatım aracı İç dünyanın bir yansıması özgür bırakılmış anlatımlar,  bilinçaltı anıların ortaya çıkması, komplekslerin açığa vurulması,  yaşanmış sarsıntıların, birikmiş duyguların   ya da  erken çocukluktan beri kalan  özlem ve düşüncelerinin açıkça su yüzüne çıkması  İnci San (1979)
Çocuk resim ile çevresini, ailesini ve arkadaş ilişkilerini ortaya koyabilir. Resimde rastlantı yoktur her şey adeta zorunludur.  Her resim, sembolik bir bilmece olarak, bireyin duygu durumunu, bilinç dışı hareket etme ya da yanıtlama biçimini ifade eder.  Çizimlerdeki  özellikler, bireyi daha iyi tanımanın yanı sıra psikolojik ya da organik sorunlarla da ilişkilendirilebilmektedir.
Resimleri yorumlamaya ilişkin geçiş
Çocuk sanatına olan ilgi, 1885-1920 yılları arasında başlamış ve bu dönemde birçok ülkede, çocuk resimlerini, betimleme, sınıflandırma ve bir araya getirme çabaları görülmüştür.
Çocuk resmiyle ilgili yapılan ilk araştırmalardan elde edilen en önemli bilgi, çocuk resminin gelişim aşamalarını temel alarak yapılan sınıflandırma biçimidir. Kerschensteiner, Rouma ve Luquet’nin bu konuda çok önemli katkıları olmuştur.
Sınıflandırmaların en önemlisi Luquet (1913, 1927), tarafından yapılmıştır. Beş gelişim döneminden oluşan bu sınıflandırmanın önemi, kısmen, Piaget’in çalışmalarını etkilemiş olmasıdır. Luquet, çocuk resminin, Piaget’nin deyimiyle “zihinsel imge” adı verilen, bir iç zihinsel modele dayandığını varsaymıştır.
Dale Harris’in çalışmaları (1963), çocuk resmini, zihinsel gelişimi değerlendirmek üzere kullanmayı biçimlendirmiştir.. 1940’tan sonra çocuk resimlerinde duyguların ve güdülerin yansımalarının görülebileceği varsayımıyla gelişen bir ilgi gözlenmiştir. 1950’li yıllarda, testlere olan ilginin artmasına paralel olarak, çocuğun çiziminin, onun zihinsel ve duygusal durumuyla ne ölçüde ilişkili olduğu araştırılmaya başlanmıştır. Özellikle insan resimlerinin, çocuğun zihinsel olgunluk derecesini dışa vurduğu savunulmaktadır.
Bu nedenle çocuğun zihinsel gelişimini ölçmek için insan figürü çizimlerinden yararlanılmaktadır.   Bütün çizimlerden çocuklukların kişilikleri, algıları, değer yargıları ve davranışları hakkında, pek çok bilgi edinmek mümkündür. Ancak, en iyi ve en zengin bilgi kaynağının, insan figürü çizimleri oluğu düşünülmektedir.
Genellikle sağlıklı bir birey 10-15 dakika gibi ortalama bir sürede, bir insan resmini çizebilmektedir.
Çizimi, kağıdın boyutları ile oranlı ve  merkezdedir.
Baş ve yüz hemen görülür ve iyi bir çizgi kalitesine sahiptir.
Ayrıca sağlıklı bireylerin kendi cinsiyetlerinde ve tüm bir insan resmi çizecekleri, çizilen resmin çizen bireyin beden algısını yansıttığı da düşünülmektedir.
Çocuk bize resmiyle adeta kendisinin bir parçasını yansıtmaktadır.
Küçük yaşlarda sözcüklerden daha güçlü bir anlatım aracı olan resim, bize çocuğun iç dünyası ve büyüme süreci hakkında önemli bilgiler verir.
Çocuğun ben merkezci bakış açısından uzaklaştığını, geniş bir çevrenin üyesi olduğunun farkına vardığını, resim yoluyla anlayabiliriz.
Resim çocuğun iç dünyasını keşfetmek için oldukça ideal, projektif bir teknik olmasının yanı sıra çocukların çoğunluğunun resmi sevmeleri bu tekniğin kullanımını kolaylaştırmaktadır.
Çocukların çizdikleri resimler, onların iletişim problemlerinden kardeş kıskançlığına, depresyondan aile içindeki sorunlarına kadar pek çok konudaki duygularına dair ipuçları verir.
Çocukların yaptıkları resimler onların ruh halleri hakkında pek çok ayrıntıyı barındırır.
Örneğin, kocaman bir kafa, nokta kadar tek bir kulak, iki minik kapalı göz, kocaman bir burun ve vücudun iki katı uzunluğunda yana açılmış kollarla kendini çizen çocuğun ruh hali;
Bir başka örnek; dört yaşındaki bir çocuğun ev resmini bulutlarla aynı hizada ve havada çizmesi normal karşılanırken, aynı çizim sekiz yaşında tekrarlandığında çocuğun zihinsel gelişimiyle ilgili bir sorun olabileceğinden şüphe edilebilir..
- Motor Gelişim
- Bilişsel Gelişim
- Duygusal Gelişim
- Kişilik Gelişim
- Olaylara yaklaşım hakkında bilgi verir. Resim çizimleri: değerlendirme Prof. Dr. Gülsen Erden

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder